Son günlerde Osmanlı figürleri gümüş kolye tasarımlarında dikkat çekiyor. Gümüş kolyelerde en çok tercih edilen figür tuğralar. Tuğralar Osmanlı padişahları tarafından imza yerine kullanılan bir mühürdür. Ancak gözalıcı bir şekil ve yazım tarzına sahiptir. Bu özelliği ile de oldukça estetik bir görünümleri var. Günümüzde bu nedenle tuğralar özellikle kolyelerde sıkça kullanılıyor.
Gümüş kolyeler, Osmanlı padişahlarının imzalarının, bir sembol olarak kolye ile birleşmesinden ortaya çıkıyor ve özel bir anlam taşıyor. Ancak anlamı yanında tamamen el işçiliği de gerektiren bu takılar daha uzun yıllar vazgeçilmeyecek özelliktedir.
Gümüş kolyelerin yapımında 925 ayar gümüş kullanılıyor ve genelde takıların yüzeyinde değişik renkler oluşturmak için rodajlama tekniği uygulanıyor. Gümüş Osmanlı tuğra kolyeler de bu yöntemle beyaz, rose veya sarı altın ile kaplanıyor. Bu şekilde gümüş su ile temas etmediği için yıllarca kararmıyor.
Telkari, gümüş tel işleme sanatı anlamına gelir. İncecik tel olarak olarak dökülen gümüş, bükülerek küçük motifler yapılarak gümüş takılara dönüştürülür. Tamamen el işçiliği söz konusudur. Büyük bir sabır, göz nuru ve el emeği gerektiren telkari sanatı ile küpeler, kolyeler, kemerler, düğmeler, yüzükler ve çok çeşitli takılar yapılır.
Çok titiz bir işçilik gerektiren bu gümüş takılar hala Mardin Midyat bölgesinde yapılmaktadır. Hasır, kakma veya kafes gibi farklı tekniklerle üretilen bu gümüş takılar hiçbir zaman cazibesini yitirmeyecek. Gümüş tel ne kadar ince olursa takının değeri de o oranda yüksektir. Aslına bakılırsa Anadolu’da telkari sanatının geçmişi MÖ 2500 yılına kadar gider. Çatalhöyük’te yapılan kazılarda bunun örneklerine rastlanmıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminden de oldukça büyüleyici örnekler bulunmaktadır.
Halhal ilk kullanıldığı örneklerine göre günümüzde gerçekleştirilen tasarımlar son derece gösterişli. İlk örnekler sadece ayak bileğini saran ince bir bileklik şeklindeyken, bugün çeşitli taşlar ve renkli pullar ile süslenen ve parmaklardan başlayarak bütün ayak bileğini genişçe sarmalayan şeritler dikkat çekiyor.
Nereden nereye. Halhalın ilk kullanım amacı süs değildir. Eskiden doğu bölgelerinde sözlenen genç kızların ayaklarına takılan bir çeşit nişan işaretiymiş. Yani bu kızın artık başı bağlandı anlamına geliyormuş. Yürürken ses çıkarması için de pullarla bezenirmiş. Bu yüzden ayak bileğine bağlanan düz zincirlere halhal denmemeli aslında.
Bugün ise halhal, bileklik veya bilezik kadar, kolye kadar aranan ve kullanılan bir aksesuar haline gelmiş durumda. Gittikçe daha canlı ve gözalıcı tasarımlar yapılıyor.